Yaratılış’taki Havva
Bu makalenin amacı Yaratılış kitabındaki Havva’nın örneğine bakarak Kutsal Kitap’ı, Tanrı Sözü’nün ne söylediğini doğru olarak bilmek ve uygulamanın ne kadar önemli olduğunu göstermektir.
Yaratılış kitabının ikinci bölümündeyiz. Tanrı insanı yaratmıştı (Yaratılış 1:28) ancak sadece tek bir kısıtlama vermişti:
Yaratılış 2:16-17
"Ona, "Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin" diye buyurdu,
"Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün."
Tanrı’nın söylediği, yani Tanrı’nın Sözü buydu. Şimdi Yaratılış 3’e gidelim.
Yaratılış 3:1:
"RAB Tanrı’nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, "Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi?" diye sordu.
Bu ayette kendisine aynı zamanda iblis olarak da seslenilen şeytan Havva’yı ayartmaktadır. Açıkça görebildiğimiz üzere başlangıçta asıl yüzünü göstermemiştir. Bunun yerine bir soru sorarak ayartısına başlamıştır: Tanrı gerçekten ‘bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin’ dedi mi? Şeytan, Tanrı’nın ne dediğini biliyor muydu? Tabii ki biliyordu. Fakat yine de bu soruyu sorarak Havva’nın aklına Tanrı’nın ne dediği ile ilgili kuşkular sokmaya çalışıyordu. Onun bu stratejisi hiç değişmemektedir. Yüzyıllar boyunca kaç kişi tıpkı şeytan gibi Tanrı’nın halkın Tanrı’nın söyledikleri konusunda meydan okumuştur? Bu kişiler, Tanrı’nın halkı Havva gibi Tanrı’nın ne söylediğine dikkat etmediği sürece her zaman başarılı olacaklardır. İşte bu yüzden Tanrı’nın Sözü’nü gerçekten doğru bir şekilde bilmeye, yorumlamaya ve uygulamaya gerek vardır. Maalesef Havva bunu yapmamıştır. Yaratılış 3‘ün 2. ve 3. ayetlerinde Havva’nın cevaplarına bakalım:
Yaratılış 3:2-3
"Kadın, "Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz" diye yanıtladı, "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi."
İlk bakışta Havva’nın söylediği oldukça doğru gözükmektedir. Ancak bunun Tanrı’nın söylediğiyle basit bir karşılaştırılması durumun böyle olmadığını gösterecektir. Havva, ‘Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz’ derken, Tanrı, Bahçede her ağacın meyvesini özgürce yiyebilirsin (Yaratılış 2:16) dedi. Açıkça, Havva ‘özgürce’ kelimesini çıkardı. ‘Ama bu hiçbir şey değil, o kadar da fark yaratmaz’ diyebilirsin. Ancak o kadar önemli değilse Tanrı neden onu söyledi? Tanrı’nın söylediği her şey önemlidir. Kutsal Kitap’ta bulunan her söz Tanrı orada bulunmasını istediği için oradadır. Havva’ya dönecek olursak Havva’nın atladığı bir söz sadece başlangıçtı. Yaratılış 3:3’te Havva Tanrı’nın söylediğini tekrarlarmışcasına: "Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi." Peki, Tanrı bunu mu söylemişti? Hayır! Tanrı ‘asla dokunmayacaksınız’ demedi. Tanrı söylediği her şey de doğru olduğu için o gün mutlaka bir şey veya birisi ölmeliydi ve bu konuyu “Beden, can ve ruh” adlı makalede açıkladık. Fakat burada Havva’nın yaptığına bakın: Önce Tanrı’nın söylediği bir sözü çıkardı, daha bir söz ekledi en son olarak da Tanrı’nın vurguladığı kısmı çıkardı. Bu nedenle Havva’nın Tanrı’nın sözlerini aktarışı her ne kadar Tanrı’nın sözlerine yakın gözükse de Tanrı’nın söylediği sözler değildi. Aynı zamanda şuna inanıyorum ki her ne kadar Havva Tanrı’nın sözlerini biliyor gibi gözükse de, bu Söz aslında hiçbir zaman yüreğinin bir parçası olmamıştı. Onun davranışları bunu kanıtlamaktadır. Havva’nın Tanrı’nın Sözü’nü ele alış şeklini gördükten sonra şeytan asıl rengini ortaya çıkarmaktadır: Yılan, "Kesinlikle ölmezsiniz" dedi, (Yaratılış 3:4). Burada Tanrı’nın söylediğine karşı yarattığı çelişkiyi görüyor musunuz? Tanrı, ‘kesinlikle öleceksiniz’ (Yaratılış 2:17) derken şeytan ‘kesinlikle ölmezsiniz’ demektedir. Tanrı’nın Sözü’yle çelişmenin sadece tek bir olumsuzluk ekiyle gerçekleşebildiği ne kadar ilginçtir değil mi? Bunun bugün değiştiğini düşünüyor olabilirsiniz ama değişmemiştir. Örnek olarak binlerce yıldır Tanrı Kutsal Kitap’ta: İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı’nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir (Efesliler 2:8-9) demektedir. Fakat milyonlarca kişi için tamamen tersi geçerlidir: işler aracılığıyla kurtuluş. Efesliler 2:8-9’da işlerle değil diyen kelimeyi bu milyonlarca kişiye unutturan kimdi dersiniz? Yaratılış 3. bölümde Tanrı’nın buyruğuna olumsuzluk eki ekleyen kişinin aynısı.
Sonuç olarak Yaratılış kitabında Havva şeytan tarafından tıpkı İsa Matta 4. bölümde denendiği gibi denenmiştir. İsa Tanrı’nın Sözü’nü iyi bilip doğru bir şekilde uygularken Havva bu sözü doğru bir şekilde ele almadı. Tanrı’nın ona söylediği bir ağırlık taşımış olmalıydı fakat açıkça bu anlamın gerçek ağırlığını Havva’da görmüyoruz. Bunu da açık bir şekilde Yaratılış 3. bölümde Havva Tanrı’nın söylediklerine eklemeler, çıkartmalar yaparken görüyoruz. Şeytan bunu gördükten sonra asıl rengini göstermeye karar verdi. Bu örnek Kutsal Kitap’ı bilmenin ve uygulamanın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Tanrı’nın Sözü, ‘İblis’in hilelerine karşı durabilmek’ için elimize almamız gereken kılıçtır (Efesliler 6:11). Eğer Kutsal Kitap’ı bilmiyorsan, eğer bu Söz’ü yüreğine yazmadıysan ona kılıçsız bir şekilde nasıl karşı koyacaksın? Havva’nın hiçbir şansı olmadığı gibi senin de hiçbir şansın olmayacaktır. Ufak tefek kısımları bilmek veya sadece aklımızda bu bilgiye sahip olmak sana yardımcı olmayacaktır. Tanrı’nın ne söylediğini bilmeli ve bunu yüreğinin bir parçası haline getirmelisin. Ancak o zaman Rabbimiz İsa Mesih’in Matta 4. bölümde şeytana karşı sağlam bir şekilde nasıl ‘diye yazılmıştır’ dediği gibi karşı koyabilirsin. Havva bunun tersine ‘öyle mi’, ‘bir bakalım’ gibi bir mentaliteyle cevap vermişti. Havva’nın örneği bizim sakınmamız gereken bir örnektir ve “İsa’nın denenmeleri” adlı makalede izlenmesi gereken örneği, Rabbimiz İsa Mesih’in örneğini göstereceğiz.
Türkçe: Zuhal Czuri, Yuce Kabakci (Christian-translation.com)