Kutsal Kitap'a ait Gerçekler

Lütuf ve iyi işler (PDF) Bu makalenin pdf versiyonu

Lütuf ve iyi işler



Kutsal Kitap'ta kullanılan "lütuf" sözcüğü Yunanca bir kelime olan "charis"in tercümesidir. "Charis" "hak edilmeyen karşılıksız lütuf" anlamına gelmektedir. Kutsal Kitap'ta ise, "hak edilmeyen Tanrı'nın lütfu" anlamını taşımaktadır. Birçok insanın lütfu iyi işlerle karıştırmasından dolayı, "lütuf" sözcüğünün gerçek anlamını kavramak çok önemlidir. Bilmemiz gerekir ki, lütuf ve iyi işler birbirinden tamamen ayrı kavramlardır. Romalılar 4:4 der ki:

Romalılar 4:4
"Çalışana verilen ücret lütuf değil, hak sayılır."

Bu pasajın bize anlatmak istediği; bir şey için çalışan kişinin, bu çalışmasının karşılığında elde ettiğinin hak ettiği bir ödül olduğudur. Bu ödül o kişiye lütufla, bir armağan olarak verilmemiştir, çünkü o kişi bunun için çaba harcamış, çalışmıştır ve dolayısıyla bu ödülü hak etmiştir. Aynı şekilde, Tanrı Sözü bizlere bir şeyin lütufla verildiğini söylediğinde, bunun anlamı hak etmediğimiz ve onun için çaba harcamadığımız bir şey, bir armağan olarak bize verilmiş olduğudur. Açık olan şudur ki; bir şey ya gerçekleştirilen iyi işlerle elde edilir ya da lütufla verilir. Bu, aynı anda hem iyi işlerle hem de lütufla gerçekleşemez. Bu gerçeği kavramak ve kabullenmekte zorluk çekmek, lütuf aracılığıyla elde ettikleri kurtuluştan hoşnut olmak ve Tanrı'yla ilişki kurmakta bundan faydalanmak yerine, zaten sahip oldukları armağanları iyi işler aracılığıyla elde etmeye çalışmak birçok Hristiyanı zor durumda bırakmıştır.

Lütuf ve iyi işlerin birbirinden tamamen farklı kavramlar olduğunu açıkça gösteren diğer bir pasaj Romalılar 11:6'dır. Şöyle yazılmıştır:

Romalılar 11:6
"Ama bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Aksi halde [yani, iyi işlerle ] lütuf artık lütuf olmaz!"

Bu pasaj, tekrardan bizlere daha önce tanık olduğumuz konuları açıklamaktadır: şayet herhangi bir şey iyi işler aracılığıyla elde edilmişse, bu durumda lütufla elde edilemez, çünkü aksi halde "lütuf artık lütuf olmaz"!!! Tanrı Sözü ne kadar açık ve ne kadar sadedir. Tanrı Sözü'ne baktığımızda, birçoğumuz okuduklarımızın orada yazılandan çok daha farklı anlamlar taşıyor olması gerektiğini düşünürüz! Anlamalıyız ki; Tanrı Sözü söylediğini tam olarak ifade eder ve ifade etmek istediğini tam olarak söyler. Tanrı Sözü'nün; armağanın ödül, lütufun iyi işler anlamına geldiğine dair tüm bu garip düşünceleri üretmiş olduğunu kabul etmek bizim inkarcılığımızdan ibarettir. Tanrı'nın önünde sağlam bir duruş elde etmek için bir şeyler yapmamız gerektiğine dair ön yargılı bir fikirle Tanrı Sözü'nü ele alırız ve Tanrı Sözünün bu sağlam duruşu lütufla, Rab İsa Mesih'in yerine getirdiği görevlerinin aracılığıyla, iman etmemiz koşuluyla bizlere verildiğini söylediğine şahit olduğumuzda, Tanrı Sözü'nde bir şeylerin yanlış olduğuna dair endişeye kapılırız. Aksine, kendi önyargılı fikirlerimiz üzerine düşünmeli ve nelerin yanlış olduğunu sorgulamalıyız. Tanrı Sözü Kutsal Kitap'ı okuduğunuzda, asla ön yargılı fikirlerle ona yaklaşmamalısınız. Ön yargılı fikirlerinizi Kutsal Kitap'a uydurma gayretinde olmayıp, düşüncelerinizin Kutsal Kitap'la uyumlu olması amacını taşımalısınız. Kurtuluş ve aklanma konuları hususunda ortaya çıkan karışıklıkları gördükten sonra, Tanrı'nın lütuftan bahsettiğinde, iyi işleri değil, gerçekten lütufu kasttetiğini anlatmak için büyük bir özen gösterdiğine şaşırmamak gerekir.

Şimdi bunun anlamı Tanrı'nın iyi işler yapmamamızı istemiyor olması mıdır? Tabii ki hayır! Aslına bakılırsa Tanrı önceden hazırladığı iyi işleri yapmak üzere bizleri yarattı (Efesliler 2:10). Bununla birlikte, burada vurgulamak istediğim konu; aklanmış ve kurtulmuş olarak bir başlangıç yapmış olduğumuzdur ve zamanla Rab'le ilişkimizin gelişmesiyle, iyi işlerin bu ilişkinin meyvesi olacağıdır. Bunlar Tanrı için yapmayı önceden kararlaştırdığımız işler değil, Tanrı'nın önceden bizim için hazırladığı iyi işlerdir. (Efesliler 2:10). Nasıl başlayacağınızı kavramak büyük önem taşımaktadır. Tanrı'nın önünde iyi bir konum edinmek için iyi işler yapmaya başlıyorsanız, bu demek oluyor ki durumu anlamamışsınız. Daima suçlululuk duygusuyla karşılaşacaksınız, çünkü aklanmayı iyi işler aracılığıyla elde etme çabasındasınız, bu da imkansızdır. Bununla birlikte, Rab İsa Mesih'in yerine getirdiği görevler ve O'na olan imanınız aracılığıyla gerçekleştiğinin bilincinde olursanız, aklanmış ve kurtulmuş olarak yeni bir başlangıç yaparsınız ve tüm bunlar sizlere armağan olarak (lütufla) verilir, iman ettiğinizde, yolunuza devam edebilir ve Tanrı'nın sizin için hazırladığı iyi işleri gerçekleştirebilirsiniz. Bu iyi işler artık Tanrı'yla ilişkinizin amacı olmayacak, ancak meyvesi olacaktır. Tanrı onun için meyve vermemizi bizden istemektedir. Rab'bin Yuhanna 15:8'de söylediği üzere:

"Babam çok meyve vermenizle yüceltilir. Böylelikle öğrencilerim olursunuz."

Efesliler 2:8-10 lütuf ve iyi işlerin birbiriyle ilişkisini gayet güzel özetlemektedir:

"İman yoluyla, lütufla kurtuldunuz. Bu sizin başarınız değil, Tanrı'nın armağanıdır. Kimsenin övünmemesi için iyi işlerin ödülü değildir. Çünkü biz, Tanrı'nın önceden hazırladığı iyi işleri yapmak üzere Mesih İsa'da yaratılmış olarak Tanrı'nın eseriyiz."

İyi işler aracılığıyla kurtarılmadığımız halde, Tanrı'nın hazırladığı iyi işleri yapmak üzere Mesih İsa'da yaratılmış olarak Tanrı'nın eseriyiz. Farklı bir şekilde açıklamak gerekirse, iyi işler kurtuluş yolumuzu hazırlamamaktadır, ama kesinlikle kurtuluşumuzu izlemelidir! İnancımızı ikrar eden Hristiyanlar olarak, Tanrı'nın Sözünün bize buyurduklarını yerine getirip, Tanrı'nın bizim için hazırladığı iyi işleri yaparak gerçek inanlılar olarak yürümemiz ve bu şekilde yaşamamız bizlerden beklenmektedir.

Açıklık getirmek gerekirse, kurtuluş iman yoluyla lütufla gelir. İyi işler aracılığıyla değil! Diğer taraftan, gerçek olan şu ki; iman etmiş olmamız bir son değildir. Yolumuza devam etmeli, Rab için meyve vermeli, Tanrı'nın bizim için hazırladığı iyi işleri araştırmalı ve onları yerine getirmeliyiz. Rab der ki: "her ağaç meyvesinden tanınır" (Luka 6:44). Hatta Yakup daha da ileri giderek, şu sözleri söyler: "eylemsiz iman da ölüdür" (Yakup 2:26). O halde, yaşamımızın meyvesi, imanımızın gerçek anlamda canlı bir iman mı yoksa ölü bir iman mı olduğunu (yalnızca bazı durumlarda, zaman zaman günah itirafında bulunulması) kanıtlamaktadır. Farklı bir şekilde yaklaşırsak, şu soru sorulabilir: Kurtuldunuz mu? Evet yanıtını veriyorsanız, o halde kurtulmuş biri olarak yaşamınızı sürdürün! Efesliler 5:8, 10-11 bizi cesaretlendirmektedir:

"Bir zamanlar karanlıktınız, ama şimdi Rab'de ışıksınız. Işığın çocukları olarak yaşayın....Rab'bi neyin hoşnut ettiğini ayırt edin. Karanlığın meyvesiz işlerine katılmayın."

Anastasios Kioulachoglu

Türkçe: Zuhal Czuri, Yuce Kabakci (Christian-translation.com)