Kutsal Kitap'a ait Gerçekler

Doğruluk zırhı (PDF) Bu makalenin pdf versiyonu

Doğruluk zırhı



"İman yoluyla Kurtuluş ve Aklanma” ve “Doğruluk ve Kutsal Kitap” makalelerinde Tanrı'nın önünde nasıl doğru kılınacağı hakkında paylaşımda bulunmuştuk. Doğruluk rolünün daha detaylı anlatımı Efesliler 6. bölümünde bulunmaktadır. Bu bölüm ruhsal savaşla mücadele etmemiz için bizlere sunulan Tanrı'nın silahları hakkında bilgi vermektedir.

Efesliler 6:13
"Bundan dolayı, kötü günde dayanabilmek, gerekli olan her şeyi yaptıktan sonra yerinizde durabilmek için Tanrı'nın bütün silahlarını kuşanın."

Bu ayette iki noktayı vurgulamak istiyorum. İlk olarak, TANRI'nın silahı. Bu sizin inşa ettiğiniz bir silah DEĞİLDİR. Aksine, o TANRI tarafından inşa edilen bir silahtır. İkinci olarak, o silahı kuşanan SİZlersiniz. Tanrı onu sizin için kuşanmayacaktır. Tanrı onu ulaşabilir kılmıştır. Size düşen görev onu kuşanmanızdır. Vurgulanan bu iki şey, bir sonraki ayetin doğru bir şekilde anlaşılması için büyük önem taşımaktadır. Şimdi okuyalım:

Efesliler 6:14
“Böylece, belinizi gerçekle kuşatmış, göğsünüze doğruluk zırhını takmış...."

İşte o, tüm dikkatimi buraya vereceğimiz zırhın ikinci bölümü olan doğruluk zırhıdır. 14-17. ayetlerde açıklandığı üzere, zırhın çeşitli kısımlarına tesadüfen isim verilmemiştir. Tanrı'nın söylediği her şeyin bir nedeni vardır. Bu nedenle, göğüs zırhının hangi amaca hizmet etmek için tasarlandığı sorusunu kendimize sormalıyız. Birçoğumuzun bu sorunun yanıtını bildiğinden eminim: göğüs zırhı, göğüsü korumaktadır. Bildiğiniz üzere, yaşamımız için hayati önem taşıyan kalbimiz, göğsümüzün sol tarafında bulunmaktadır. Bu nedenle, göğüs zırhının en mühim görevlerinden biri kalbi korumaktır. Kutsal Kitap'a göre, kalp sözcüğü zihnin iç kısmı; insanın öz benliği anlamına gelmektedir. Yüreğimizde ne olduğu bizim kim olduğumuzu belirler. Özdeyişler 4:23 bölümünün belirttiği üzere:

"Her şeyden önce de yüreğini koru, çünkü yaşam ondan kaynaklanır."

Tanrı Sözü her şeyden önce yüreğimizi korumamızı buyurmaktadır ve yürek sözünden asıl kastettiği şey, zihnimizin iç kısımlarıdır. Aslına bakılırsa, zihnimizin içinde olanlar, yüreğimizde yer alanlar "yaşam kaynağını" belirlemektedir. Bu yüzden, Şeytan'ın neden özellikle bu alanı hedef aldığına şaşırmamak gerekir. Onun bu teşebbüsleri yüreğe yani, varlığımızın iç yapısına tesir ettiği takdirde, onun isteği gerçekleşmiş olur. Şeytanın dürüst ve adanmış Hristiyanların yüreklerine saldırıları ateşlemek için sıklıkla kullandığı silahlardan biri suçluluk duygusudur. Suçluluk duygusu onun en etkili silahlarından biridir çünkü o, yüreği, varlığımızın iç yapısını hasta etmektedir. O Tanrı'yla olan ilişkimizi bozmak için Şeytanın kullandığı güçlü bir silahtır. Birçok Hristiyanı etkisi altında bırakan bu hastalığın etkilerini 1. Yuhanna açıklamaktadır.

1. Yuhanna 3:21
"Sevgili kardeşlerim, yüreğimiz bizi suçlamazsa, Tanrı'nın önünde cesaretimiz olur."

Burada "sa" (ise) ekine tüm dikkatimizi verelim. Aynı zamanda, vurgulanmak istenenin yürek olduğunu aklımızdan çıkarmayalım. Suçluluk, yüreğine, insanın öz benliğine etki eden ciddi bir hastalıktır. Yüreğimizde suçluluk duygusu var olduğu takdirde, Tanrı'nın önünde güvensizlik hakimdir ve Tanrı'nın önünde güvensizlik hakimse, Tanrı'yla sahip olabileceğimiz yakınlığı ciddi anlamda sorgulamak zorunda kalırım. "Rab'de her zaman sevinin" işte bu Tanrı'nın isteğidir (Filipeliler 4:4). Bununla birlikte, Rab'bin önünde güvensizlik duyduğunuzda, Rab'de sevinmek imkansızdır. Oysa ki; EĞER kendimizi savunmak için Tanrı'nın silahını kullanırsak, Şeytan hayatlarımıza suçlama getirmeyi başaramayacaktır. Öyleyse, yüreği korumakla görevli olan Tanrı'nın zırhının bölümü ne olmaktadır? Efesliler 6:14 bize açıklamaktadır:

Efesliler 6:14
"Böylece, belinizi gerçekle kuşatmış, göğsünüze doğruluk zırhını takmış...."

Bu bölüm, "doğruluk zırhıdır". Peki ama bu hangi doğruluktur? Doğruluğun iyi işler aracılığıyla elde edildiğine dair ön yargılı düşüncemizden yola çıkarak bu ayeti okumaya alışkınız. Bu açıdan, bu ayette belirtilen doğruluğun, kendi doğruluğumuz olduğunu düşünürüz. "Yeterince iyi biriysem ve yeterince iyi işler yaparsam, o zaman doğru bir insan olacağım", diye kendimizi kandırırız. Bununla birlikte, Kutsal Kitap'ın "yasa'nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır" sözünü unutmaktayız. (Romalılar 3:20). Burada sözü edilen aklanma (doğru kılınma) kendi doğruluğumuz değil, Tanrı'nın doğruluğudur. Tam zırh, Tanrı'nın tüm silahları Tanrı tarafından bizim için hazırlanmıştır. O "Tanrı'nın zırhı" dır. Bu bizim inşa ettiğiniz bir zırh değildir. Tanrı Sözü "Kendi zırhını kendin yap" diye bir ifade kullanmaz. Aksine, der ki; "Tanrı'nın sağladığı bütün silahları kuşanın" (Efesliler 6:11). Şayet zırh Tanrı'ya aitse, bu durumda o zırhın göğüs zırhı bölümü kime aittir? Tanrı'ya aittir. Peki, doğruluk zırhındaki doğruluk ifadesi kimin doğruluğu olmaktadır? O, iyi işler aracılığıyla elde ettiğiniz kendi doğruluğunuz mudur? Hayır! O Tanrı'nın doğruluğudur, bütün zırh, silah Tanrı'ya aittir ve bunların her biri birbirinden ayrı kısımlardır. Zırhı siz inşa etmediniz. Yalnızca onu kuşandınız. Doğruluktan kastedilen; LÜTUF ARACILIĞIYLA ("Tanrı'nın aklaması") Tanrı'nın önünde zihnininizin derinliklerinde, bütün yüreğinizle aklandığınıza inanmış olmanızdır ve böylelikle O'nun önünde durmak için kendi doğruluğunuzu kazanmak zorunda olmayacaksınız. Bunun anlamı, O'nun önünde "yasa'nın gereklerini yapmakla hiç kimse aklanmayacaktır" (Romalılar 3:20) ve "herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı" (Romalılar 3:23-24) ifadelerini kavramış olduğunuzdur. Lütufun lütuf, iyi işlerin ise iyi işler olduğunu kabul etmelisiniz. Kutsal Kitap'ın lütuf ifadesini kullandığında, birtakım iyi işler aracılığıyla kazanılan lütufu kastetmediğini anlamalısınız. İncil der ki: "Ama bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Aksi halde lütuf artık lütuf olmaz!" (Romalılar 11:6). Böylece, "göğsünüze doğruluk zırhını takmış" olacaksınız (Efesliler 6:14). Aksi halde, yüreğinizi savunmasız bırakmış olacak ve suçluluk hastalığına karşı korunmasız kalacaksınız. Şeytan aldatıcı becerisiyle sizi tuzağa düşürecektir çünkü Tanrı'nın bütün silahlarını kuşanmak yerine, kendinizin inşa ettiği zırhı giyinmektesiniz. Tanrı'nın doğruluk zırhı yerine, kendi doğruluk zırhınızı kuşanmaktasınız. Bununla birlikte, kendi doğruluk zırhı ifadesi Tanrı Sözü tarafından hatalı olarak bildirilmektedir. İşte bu yüzden, o "zırhı" kuşandığınız takdirde, kendini suçlama illetine sebep olan Şeytan'a karşı savunmasız olacaksınız. Diğer taraftan, yüreklerimizi Tanrı'nın gerçek doğruluk zırhıyla koruduğumuzda, Romalılar 8:1 bölümünde belirtildiği üzere, bu zırh hayatlarımızda yerini alacaktır:

Romalılar 8:1
"BU NEDENLE, MESİH İSA'YA AİT OLANLARA KARŞI ARTIK HİÇBİR MAHKUMİYET YOKTUR1."

Anastasios Kioulachoglu

Türkçe: Zuhal Czuri, Yuce Kabakci (Christian-translation.com)

1. Bu ayetin ikinci kısmı tüm kritik Yunanca metinlerde çıkarılmıştır.